Güneş Enerjisi İlk Ne Zaman Kullanıldı?
Teoride, güneş enerjisi insanlar tarafından MÖ 7. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlandı. Tarih bilimi bize insanların güneş ışığını büyüteç malzemeleriyle ateş yakmak için kullandığını gösteriyor. Daha ileri tarihlerde, MÖ 3. yüzyılda, Yunanlılar ve Romalıların dini törenler için meşaleleri yakmak amacıyla aynalarla güneş enerjisini kullandıkları biliniyor. Bu aynalar, “yanan aynalar” olarak adlandırılan normalleştirilmiş bir araç haline geldi. Çin uygarlığının da o dönem aynaları aynı amaçla kullanıldığı 20. yüzyılda belgelendi.
Solar enerjinin tarihte bilinen bir diğer kullanımı ise günümüzde hala popüler olan ve “güneş odası” olarak bilinen yapılardır. Bu güneş odaları, güneş ışığını tek bir yoğun alana yönlendirmek için büyük pencereler kullanılarak inşa edilmiştir. Tipik olarak binaların güneye bakan tarafında yer alan ikonik Roma hamamlarından bazıları güneş odası olarak kullanılıyordu. Günümüzde ise hala aynı mantığa sadık kalarak inşa edilen ve genel olarak evlerin bahçesiyle bağlantısı sağlayan odalar olarak popüler mimaride yerini sürdürmeye devam ediyor. MS 1200’lerin sonlarında ise, Anasazi olarak bilinen Pueblo Yerli
1700’lerin sonlarında ve 1800’lerin sonlarında, araştırmacılar ve bilim adamları, uzun yolculuklar için fırınları çalıştırmak için güneş ışığını kullanmışlar ve başarılı olmuşlardır. Ayrıca güneş enerjisiyle çalışan buharlı tekneler üretmek için de güneşin gücünden yararlanmışlardır. Nihayetinde, güneş panelleri çağından binlerce yıl önce bile, güneşin gücünü kullanma kavramının yaygın bir uygulama olduğunu açıkça görebiliyoruz.
Güneş Panelleri Ne Zaman İcat Edildi?
Güneş paneli teknolojisinin gelişimi, çeşitli bilim adamlarının katkıda bulunduğu ve günümüzde halen gelişmeye devam eden bir çalışmadır. Tam olarak ne zaman yaratıldıkları ve buluş için kime atfedilmesi gerektiği konusunda bazı tartışmalar vardır. Bazı araştırmacılar, ilk bu konudaki ilk adımı, güneş pilinin icadını, iletken bir çözüme iki metal elektrot yerleştirildiğinde ışığın elektrik üretimini artırabileceğini belirleyen Fransız bilim adamı Alexandre-Edmond Becquerel’e borçlu olduğumuzu söyler. “Fotovoltaik etki” olarak tanımlanan bu atılım, selenyum elementi ile daha sonraki PV gelişmelerinde etkili olmuştur.
1873’te Willoughby Smith, selenyumun foto iletken potansiyeline sahip olduğunu keşfetti ve William Grylls Adams’ın ve Richard Evans Day’in 1876’da selenyumun güneş ışığına maruz kaldığında elektrik ürettiğini keşfetmesiyle bu konudaki gelişmeler ve atılımlar devam etti. Birkaç yıl sonra, 1883’te, Charles Fritts, selenyum gofretlerden yapılan ilk güneş pillerini üretti. Bu durum ise bazı tarihçilerin güneş pillerinin gerçek mucidi olan Fritts’e itibar etmelerinin nedenidir.
Ancak bugün bildiğimiz güneş pilleri selenyum değil silikondan yapılmıştır. Bu nedenle, bazıları güneş panellerinin gerçek icadının Daryl Chapin, Calvin Fuller ve Gerald Pearson‘un 1954’te Bell Laboratuvarlarında silikon fotovoltaik (PV) hücreyi yaratmasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyor. Çünkü bu gelişme, bir elektrikli cihazı günde birkaç saat çalıştırabilen güneş teknolojisinin ilk örneğidir. İlk silikon güneş pili, güneş ışığını modern hücrelerin yapabildiğinin dörtte birinden daha az bir oranda yüzde dört verimlilikle dönüştürebiliyordu.